ATATÜRK  KÖŞESİ

Hayatı
İlkeleri

Devrimleri

Kronoloji

Vecizeleri
Linkler

İstiklal Marşı
10.Yıl Marşı
Gençliğe Hitabesi
Basında Atatürk
Fotoğraf Albümü

Anılarla Atatürk

                                    *** Egitim Portali Sayfasına Hoş Geldiniz...   Giriş or Kayıt Ol. ***        
Egitim Portali
  Giriş or Kayıt Ol
Ana Sayfa         Yönetim          Forum         Sohbet Odası            İletişim

SİTE İÇİ ARAMA


MODÜLLER

Atatürk'ün Hayatı

Web Yöneticisi

İletişim

E-Devlet

Gazeteler

Sevgili Peygamberimiz

Sifali Bitkiler

Rüya Tabirleri

Burçlar

Forum

Nutuk

Tr.Tanıtım

Çocuk Oyunları

Komik Resimler

Gif Arşivi

SON DAKİKA HABERLERİ
YAZI KATAGORİ
· Anılarımız(6)
· Makaleler(19)
· Kültür-Sanat(2)
· Bilim Teknik(12)
· Edebiyat(9)
· Söyleşiler(4)
· iLgİnÇ NoTLaR(12)
· Masal ve Hikayeler(4)
ÇEŞİTLİ LİNKLER

 *  T.C. Kimlik Numarası

 *  Türkiye Tanıtım

 *  Tarihta Bugün

 *  Eğitim Siteleri

 *  Çesitli Linkler

 *  Şehirlerarası Tlf Kodu

 *  Uluslarrası Tlf Kodu

 *  Hava Durumu

 *  Trafik Yol Haritası

 *  Motorlu Taşıtlar Vergisi   

 *  Emeklilik Sorgulama

BÖLGELERİMİZ

 

İllerimizi Tanıyalım

 

 

DÖKÜMANLAR

  Kanunlar

  Yönetmelikler

  Tebligler Dergileri

  Resmi Gazete

NAMAZ VAKTİ
ALTIN FIYATLARI
Cilt

 

Sevgili Peygamberim

Hazreti Muhammed SallallahuTâalaAleyhivesellem

Ciltlerin Üzerindeki Sayfa Numaralarına Tıklayın

 

          Cilt-1                                         Cilt-2                                            Cilt-3                                    Cilt-4    

                1-2-3-4-5                               1-2-3-4-5-6                                 1-2-3-4-5-6-7                        1-2-3-4-5-6-7       

                                                                                            

 

    Cilt-5                                        Cilt-6                                            Cilt-7                                    Cilt-8 

 1-2-3-4-5-6-7                          1-2-3-4-5-6-7                                     1-2-3                                 1-2-3-4-5

                                                                                       

 

       Cilt-9                                         Cilt-10                                   Cilt-11

     1-2-3-4-5-6-7                          1-2-3-4-5-6-7                       1-2-3-4-5-6-7

                                                                    

                                                     

 

  

 







Mubarek sahabi Peygamber teveccühünü bir yüce liyakat sayarak şimşek hızı <br /> ile harekete geçti ve yüz kişilik bir süvari birliği




Mubarek sahabi Peygamber teveccühünü bir yüce liyakat
sayarak şimşek hızı ile harekete geçti ve yüz kişilik bir süvari birliği
toparlayarak kâfirlerin üzerine aktı...


Zeyd bin Harise, düşman kervanına Necd bölgesinde
Rebeze ile Gamre nahiyesi arasında bulunan El'karde çayında yetişti.


İslâm seriyyesinin/bölüğünün büyük bir azimle gelmekte
olduğunu gören Kureyş kâfirleri, kaçtılarsa da kılavuz Furat bin Hayyan
yakalandı.


Bütün kervan, eksiksiz bütün serveti ile müminlerin
eline geçti.


Kervan, mallar ve esir alınan Furat, Medine'ye
getirildiler. Ganimet malın hesabı yapıldı; yüzbin dirhem tutuyordu. Bunun beşte
birini ayıran Sevgili Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem, kalan seksen
bin dirhemini sefere katılan mücahidler arasında paylaştırdılar ve buyurdular:


-Kumandanların hayırlısı Zeyd bin Harise'dir.


Bu seferin tek esirine gelince. Kendisine "Müslüman ol,
serbest bırakalım" teklifi yapılınca; hemen kabul ederek iman etti...sebep,
müslümanların güzel ahlâkıydı. Esir olmasına rağmen onlardan hiçbir kaba ve
incitici söz ve hareket görmemişti. Yediklerinden yedirmiş; içtiklerinden
içirmişlerdi. Bütün hal ve hareketleri ince, dikkatli ve ölçülüydü. Bu yüzden
Furat bin Hayyan radıyallahü anh, teklifi benimseyerek islâmla şereflendi.


KA'B BİN EŞREF'İN ÖLDÜRÜLMESİ: Evet, yahudi
şairlerinden Kâ'b bin Eşref'in katledilmeden önce söylediği; müslümanları yeren,
maktül Kureyşlileri öven mersiyelerini, islâm hanımlarından Meymüne binti
Müryed'in şiirleri karşıladı...


...ama; kim bu Kâ'b bin Eşref? Bu öyle bir kimse ki, "yahudi
şairlerinden" cümlesi O'nu ifadeye yetmez. Bu sebeple Kâ'b bin Eşref'i daha
yakından tanıyalım. Zira, O'nun islâm tarihinde kendine mahsus bir yeri var.


......


Şanlı Bedr Destanı, sade Mekke müşriklerinde değil;
onlarla beraber Medine yahudi ve münafıklarında da büyük bir mânevi çöküntüye
yolaçtı. Aralarında şöyle konuşuyorlar:


-Bundan sonra Muhammed'in karşısında kimse duramaz...


Öylesine korkmuşlar...tâ iliklerine kadar.


İşte bu korku, büyük bir kin ve düşmanlık doğurdu. O
kadar ki, İki Cihan Güneşi'ne selâm verirken bile bozukluklarının icabını
yapıyorlar. Hazreti Aişe validemiz radıyallahü anha rivayet buyuruyorlar:


-Bir gün bazı kimseler, Resulullah'ın yanına geldiler.
Gelenler, güya Peygamberi selâmladılar ama bu verdikleri selâm, selâm değildi;
hemen dikkatimi çekmişti.


...yahudiler, Efendimizin yanına girerken selâm verir
gibi yapıp kelimeleri ağızlarında geveleyerek "essamu aleyke" demişlerdi; yani
"ölüm sana olsun". Bu adi kurnazlığı yakalayan Resulullahın sevgili eşi ve
müminlerin can annesi, hakettikleri cevabı bir tokat gibi soysuzların suratına
çarptı:


-Ölüm ve lânet size olsun!


Bu söz yahudileri öyle yakalamıştı ki, neye
uğradıklarını şaşırdılar...hafifliklerine ânında iyi bir ders almışlardı.


Ama asıl dersi Kâinatın en üstünü verdiler:


-Sakin ol ey Aişe! Allah, her işde yumuşak olmayı
sever!


-Evet ama; bunların ne dediklerini duymadınız mı ya
Resulallah?


-Duydum ve "ve aleyküm / size de olsun" diyerek
mukabele ettim, buyurdular.


......


Bundan sonra Sevgili Peygamberimiz, müminlere bir
kıstas verdiler:


-Yahudiler size "essamu aleyküm" derlerse siz de onlara
"ve aleyküm" dersiniz.


İşte Kâ'b bin Eşref, Bekara suresinin kelimeleri ile bu
"yahudi şeytanlarından" biri...kuvvetli bir şair. Söylediği şiirlerle Efendimizi
ve fedakâr arkadaşlarını kötülüyor. İslâm düşmanlarını tahrik ediyor.


...Bedr zaferini Medine'ye gelen müjdecilerden işitince
inanamadı. Fakat bunun taş gibi katı bir gerçek olduğunu anlayınca sanki
kudurmuş ve soluğu Mekke'de Muttalib bin Ebi Vedaa'nın yanında almıştı. Bu
müşrik ve karısı Âtike, Kâ'b'ı bir ulu misafir gibi ağırladılar. Kâ'b ise
Bedr'de öldürülüp kuyulara atılan anlı-şanlı kâfirler için yakıcı şiirler
söyledi. Hem ağlıyor; hem dinleyenleri ağlatıyordu.


-Bize artık hayat değil; ölüm yakışır!


...diyor ve Mekke'yi müslümanlar üzerine kışkırtıyordu.


......


Kâ'b, içindeki ufuneti Mekke'ye dökdükten sonra geldiği
gibi yine gizlice Medine'ye döndü. Kâ'b'ın dönüşü hemen Peygamber Efendimize
haber verildi.


Buyurdular ki:


-Ya Rabbi! Müslümanları Kâ'b bin Eşref'in
kötülüklerinden koru.


Ve aziz eshabına dönerek sual buyurdular:


-Allahü teâlâ ve Resulüne eza eden Kâ'b'ın şerrinden
müminleri kim kurtarır?


...hem dili, hem eli ile islâmiyete zarar veren bu
adamın süt kardeşi Muhammed bin Müslime söz aldı:


-Ey Allah'ın Resulü! Kâ'b bin Eşref'i ben katledebilir
miyim?


Peygamberimiz, tam yetki verdiler:


-Elinden ne gelirse yap!


-Başüstüne ya Resulallah! Bu hususta kiminle istişare
etmemi tavsiye buyurur sunuz?


-Sa'd bin Muaz'la...


...


Muhammed bin Müslime radıyallahü anh, Sa'd radıyallahü
anh'a gitti. Hazreti Sa'd bin Muaz dedi ki:


-Bir kaç arkadaş biraraya gelerek Kâb'a gidin ve fakir
ve muhtaç düştüğünüzü ve bu sebeple borç erzaka ihtiyacınız olduğunu söyleyin ve
kendisinden yardım isteyin. Fakat ne yapıp ederek O'nu hisardan dışarı çıkarmaya
bakın. Dışarı çıkınca da işini bitirirsiniz...


Evs kabilesinden beş kişi toplandı.


...Muhammed bin Müslime, Sultan bin Selâme, Abbad bin
Bişr, Haris bin Evs, Ebu Abes bin Cebr.


Bu beş kişi, aralarında konuşarak bir karara vardılar.
Önce Muhammed bin Müslime ile yine saldırgan kâfirin süt kardeşlerinden olan
Sultan bin Selâme, Kâ'b'a giderek O'nu zor ve yardıma muhtaç vaziyette
olduklarına inandıracak ve ödünç erzak vermeye ikna edeceklerdi.


Öyle yaptılar.


İki mümin, yahudinin hisarına gittiler. Kâ'b onları
karşısında görünce şaşırdı.


-Ooo süt kardeşlerim gelmiş?


-Elbette geleceğiz. Gelmeyelim mi yani?


-Niçin?


-Şöyle bir oturalım da anlatalım.


-Buyurun..


-Evet! Ey Kâ'b! Ey kardeşimiz. Muhammed yüzünden
akrabalarla aramız açıldı. Geçim darlığındayız. Çoluk-çocuk perişan.


-Daha beter olun!


-Sebep?


-Sebebi var mı? O adama uymayın diye kaç kereler
yalvardım? Dinlediniz mi?


-Haklısın. Ama biz ve daha bir kaç arkadaşımız zor
şartlardayız. Senden ödünç erzak istiyoruz. Borcumuza karşılık ne rehin istersen
veririz.


-Kadın veya çocuklarınızdan birini rehin verirseniz bir
şeyler düşünürüz.


İki müminin tüyleri diken diken oldu:


-Olur mu ya Kâ'b? Böyle bir şey nasıl teklif edersin?
Bari mertçe "başka kapıya" de. Servetimizden olduk; şerefimizden de mi olalım?


-Olmayın!


-Öyleyse?


-Alacağımı teminat altına alan sağlam rehin isterim.


-Silahlarımızı sana bırakalım. Beş kişinin hançer,
kılıç, kalkan, ok, yay ve mızraklarına ne dersin?


Kâ'b biraz düşündü ve donuk bir yüz ifadesi ile
muhataplarına cevap verdi:


-Olabilir..


-Öyleyse bize müsaade. Arkadaşlarımıza haber vererek
rehinleri getirelim. Sen de erzakı hazırlat!


......


Bu bahane ile yahudiden ayrılan iki mümin, yeniden öbür
üç arkadaşları ile buluşarak Peygamberimize gittiler. Ve gelişmeleri arz
ettiler.


Efendimiz, Hicri üçüncü yıl, Rebiülevvel ayının
ondördüncü gecesi bu sahabileri Bakı'ya kadar uğurladılar ve hayr-duada
bulundular:


-Allah'a emanet olun! Ya Rabbi sen yardımcıları ol.


......






--Hazırlayan: www.nfk.gen.tr--Sevgili_Peygamberim--

Sevgili Peygamberim ©

Sayfa Üretimi: 0.04 Saniye

| SoftBlue phpbb2 style by Sigma12 © | PHP-Nuke theme by www.nukemods.com Webtasarım Coşkun © |2006